Ayrıntılı bir araştırma hala yok!
Hasankeyf’teki tarihsel kalıntılarla ilgili ayrıntılı bir araştırma hala yapılmadı. Bu tarihsel kentle ilgili en ayrıntılı çalışma Fransız arkeolog ve mimarlık tarihçisi Albert Gabriel tarafından gerçekleştirildi. Hala pek çok sırrı barındıran Hasankeyf’in, llısu Ba- rajı’nın suları altında kalmadan aydınlatılması için son dönemde hızlandırılan çalışmalar sonucunda pek çok eşsiz eser gün ışığına çıkarıldı. Bu dönemde yapılan çalışmalar sonunda Eyyubi- ler dönemine ait bir han ve medresenin yanı sıra çok sayıda çini, çeşitli kitabeler, binlerce seramik ve anıtsal eserler bulundu.
Hasankeyf’te günümüze ulaşan eserlerin bazıları şöyle;
Hasankeyf Kalesi: Dicle Nehri’nin kıyısında, nehirden 100 metre yükseklikteki büyük kaya parçası üzerinde yer alan kalenin yedi kapısından üçünün kalıntıları günümüze ulaşabildi. 451 yılında Süryani piskoposluğunun merkezi olarak kurulan kale, 1260 yılında Moğol akınlarıyla yakılıp yıkıldı. Kaleye doğuda bulunan merdivenlerden çıkılır. Burç yanında imam Abdullah Kapısı arkada Sır Kapısı adlı iki kapısı bulunurken, kale duvarlarında birçok yazıt yer alıyor.
Ulu Cami: Artuklular tarafından 14’üncü yüzyılın başlarında yaptırılan Ulu Cami, Hasankeyf Kalesi’nin en yüksek kesiminde yer alıyor. Kalenin içinde günümüze ulaşan en sağlam yapı olan Ulu Cami değişik dönemlerde onarım gördüğünden özgünlüğünü yitirdi.
Hasankeyf Sarayı: Ulu
Cami’nin hemen altında yer alan sarayın 12’inci yüzyılda Artuklular tarafından yaptırıldığı sanılıyor. Kare planlı saraydan günümüze geniş temeller, duvar ve kemerler ulaşırken, sarayın duvarları kesme taştan, kemerleri ise tuğladandır. Kuzeydeki köşelerinde ve ortasında kule kalıntıları saray, tamamen toprakla örtülmüş ve bütünüyle yıkıntı durumundadır.
Hasankeyf Köprüsü: Yine Artuklular tarafından Dicle Nehri’nin üzerine 12’inci yüzyılda yaptırılan Hasankeyf Köprüsü bugün yok olmak üzeredir. Uzunluğu 100 metreyi aşan köprü zamanında 40 metrelik bir ana
gözle Hasankeyf yanındaki 15 metrelik bir ve öteki yönde 22 metrelik iki gözden oluşuyordu. Orta ayaklarında yer alan kabartma insan figürleri, Malabadi ve Cizre köprüle-rindeki kabartmalara benzerliğiyle dikkat çekiyor. Bu ka-bartmaların astrolojiyle ilgili olduğu tahmin ediliyor.
Camiü-r Rızk: 1409 yılında Eyyubi sultanlarından Süleyman tarafından yaptırılan camiden günümüze yalnızca minaresinin bir bölümü ulaştı.
Koç Camisi: Duvarlarının bir bölümü sağlam duran Koç Ca- misi’nin 14’üncü veya 15’inci yüzyıllarda yaptırıldığı sanılıyor.
İmam Abdullah Zaviyesi:
Dicle’nin karşı kıyısında yer alan zaviyenin yapım tarihi tam bilinmiyor ancak yazıtı 1474 yılında onarıldığını gösteriyor. Zaviye, kulesinin 15’inci yüzyıl ahşap işçiliğinin yetkin örneklerinden olan kapısı ve oniki imamı betimleyen mavi çini ilgi topluyor.
Zeynel Bey Kümbeti:
Uzun Hasan’nın 1473 yılında ölen oğlu Zeynel Bey için yaptırılan kümbet, Hasankeyf’in kuzeybatısında yer alıyor. Dıştan silindirik içten sekizgen planlı kümbet, yöredeki diğer yapıların aksine kesme taş üstüne tuğla kaplama olarak inşa edilmiştir. Mimar Pir Hasan’ın yaptığı kümbetin gövdesi ve kubbesi geometrik öğelerle bezeli sırlı tuğlarla kaplıdır.
Read More about Alican ve Dilucu sınır