2003 yılında İstanbul’da açılan Miniatürk, tarihimizin ve kültürümüzün önemli eserlerinin maketlerini ziyaretçilerle paylaşıyor. İstanbul’un kültür başkenti olması gerektiğini düşünen Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Bayhan sorularımızı şöyle cevapladı:
Soru: Miniatürk projesi hayata geçirilirken amaçlarınız neydi?
Nevzat Bayhan: Miniatürk 2003 yılında, senelik 1 milyon ziyaretçiyi amaçlayarak hayata geçti. Toplam 300 eseri barındırabilecek büyüklüktekib mekanda günümüzde 105 eser bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda ilk etapta 120 esere ulaşmayı amaçlıyoruz.
Maketlerin sayıları artırılırken bir yandan da daha hareketli maketler yapmayı düşünüyoruz. Bu bağlamda Miniatürk, çocukların kukla gösterileri izleyebilecekleri ve eserleri panoramik biçimde, tek biletle gezebilecekleri bir kültür alanı olarak karşımıza çıkacak borovets bulgaria tours.
Soru: 2006 yılında Miniatürk’te göreceğimiz yeni projeler neler?
N. Bayhan: İSKİ’nin sponsorluğunda yapılacak bir projemiz bulunuyor. İstanbul tarihte birçok kez su sıkıntısı çekmiş. Bunun en şiddetlisi Kanuni Sultan Süleyman zamanında karşılaşılan susuzluk. Bu problemle karşılaşınca Mimar Sinan çağrılmış ve 40 çeşmeden su akıtılması istenmiş. Mimar Sinan, Kağıthane ve Kemerburgaz’da alan çalışması yaptıktan sonra Kanuni’ye; “40 çeşmeden su akıtmak mümkün, ancak buradan Kemerburgaz’a kadar altın keselerini ucuca eklemeniz gerekiyor” demiş. Bu şekilde yüksek bir maliyete karşı Kanuni’nin cevabı; “Sen suyu getir, ben altın keselerini yanyana dizerim” olmuş. Ve gerçekten bentlerle, kemerlerle ve su yollarıyla İstanbul’a su getirilip, 40 çeşmeden su akıtılarak İstanbul’un su problemi çözülmüş. Bu hikayeyi ve İSKİ’nin günümüzdeki su taşıma teknikleri ile gösterilecek bir konseptle1/25 oranında maketler hazırlanıyor. Ve bunun dışında Ortaköy Camisi’nin maketi ve deniz hatlarının hareketli vapur maketleri olacak. 2006 yılındaki Miniatürk projelerimiz bunlar. Bir de belirli maketler doğru yerlerinde değil, onları daha uygun noktalara yerleştireceğiz.
Soru: Kültür A.Ş. olarak çalışmalarınzdan bahseder misiniz?
N.Bayhan: Kültür A.Ş. bir tarafta kültürel aktiviteleri gerçekleştirirken, diğer taraftan da turizme yönelik çalışmalar yapıyor. Miniatürk ve Yerebatan Sarnıcı müze olarak bunlardan iki tanesi. Yurtdışında müzeler ziyaret edilerek Türkiye’ye uygun olanlar üzerinde projeler üretiliyor. Ve fuarlara katılınarak İstanbul ve Türkiye tanıtılmaya çalışılıyor. Yayıncılık çalışmalarımız var. Turizme de hizmet eden bir kitapçımız var Beyoğlu’nda, İstanbul Kitapçısı. Türkiye’de ve İstanbul’da bir tek. İstanbul ile ilgili bütün malzemelerin bulunabileceği (eğer baskıları tükenmemişse), bir mekan kitapçı. Bunun da bu yıl içerisinde şubelerini artırarak okuyucuya ulaşılması hedefleniyor.
Kültürel ve sanatsal çalışmalar
Soru: Kültürel ve sanatsal çalışmalarınız neler?
N.Bayhan: Bir gösteri sanatları merkezimiz var. Herhangi bir şekilde tiyatro, sinema, televizyon dallarında eğitim alamamış, kabiliyetli insanlarımıza iki sene sonunda sertifika alabilecekleri eğitim hizmeti sunuyoruz.. Çocuk koromuz, karikatür kurslarımız Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde devam ediyor Rafting nasıl başladı.
Soru: “Kültür Vadisi” projenizden bahseder misiniz?
N.Bayhan: İstanbul sadece Avrupa’nın değil dünyanın kültür başkenti. Bunun gereği ne ise yerine getirilmesi için çalışıyoruz. Buna bağlı bir “Kültür Vadisi” projemiz var.
Haliç etrafındaki kültürel alanları yer satrancı, çocuk labirentleri ve müzik eşliğinde dans eden sular ile zenginleştireceğiz. Yakında bitecek olan Sütlüce Kongre Merkezi, dünyanın en büyük kongre merkezlerinden bir tanesi olacak. Hemen yanından bir teleferikle Piyer Loti’ye geçiş sağlanabilir. Bu şekilde kongreye gelen misafir; yemek arasında Piyer Loti’ye çıkarak çay içebilir, Eyüp’ü gezdikten sonra sultan kayıklarıyla tekrar kongre merkezine dönüş gerçekleşebilir.
Yani 2 saat içerisinde; yemeğini yemiş, çayını içmiş, hava-deniz ve kara trafiğini yaşamış olarak kaldığı yerden kongreye devam edebilir.
Buna benzer, Zaman Tünelinde İstanbul, Planetorium gibi insanların almak istedikleri bilgileri kısa zamanda alabilecekleri mekanların İstanbul’a yakışacağına inanıyoruz. Bunlarla ilgili çalışmalarımız sürüyor.
Okuyan bir toplum
Soru: “Okuyan bir toplum” düşüncesine önem veriyorsunuz. Bu konu ile ilgili çalışmalarınız neler?
N.Bayhan: Medeniyetin bir göstergesi, “okuyan bir toplum” olabilmektir. Bunun için tüm şartlar mevcutken, mazeretler ileri sürülüyor. Bu mazeretleri ortadan kaldıracak çalışmalar yapacağız. Ülkemiz ne yazık ki okuyan insanlarla dolu bir ülke değil.
95 kişiye bir kahvehanenin, 64600 kişiye bir kütüphanenin düştüğü bir gerçek. Böyle olunca kitap okuma sıralamasında da en son sıralarda bulunuyoruz. Üç ana mazeret var. Geçim derdimiz var kitaba para ayıramıyoruz, kitap okuyacak ve alacak kapasitem var ama zaman bulamıyorum, bir diğeri ise binlerce kitap var hangisini okuyacağız. Çözüm; cep kitapları ebadında 100-120 sayfa gazete kağıdına basılmış, görsel tasarım açısından güzel hazırlanmış, insanların sallantılı ortamlarda rahat okuyabilecekleri, çok detaylı bilgilerin değil tablet bilgilerin içinde bulunduğu, kitaplar basmak. “Okuyan bir toplum için ücretsiz kitaplar” projesi çerçevesinde Büyük Şehir Belediyesi ile yapacağımız bu çalışmada; İDO’nun ve metronun, yani sirkülasyonun olduğu yerlere koyacağımız raflarda kitaplara ulaşılacak. Bu tablet bilgiler bittikten sonra olacak sayfalara okuyanın bilgilerini gireceği boş sayfalar olacak. Kapağında ise; “Okudunuz teşekkür ederiz. Okuyan topluma katkı sağladınız. Bu bilgileri sevdiklerinizle paylaşmak istiyorsanız bu kitabı uygun bir yere bırakınız” yazacak.
Bu uygun yer evleri, dükkanları veya herhangi bir mekan olabilir. Bırakılan kitaplar yeni insanlar tarafından okunabilecek ve bu sayede toplumun kılcal damarlarına ulaşılacak. Ücretsiz olduğu için para ödememiş olacak, ekstra zaman harcanmayacak zira yolculukta okunacak, çok araştırmasına gerek kalmayacak kitabı istediği yerde bulacak. Bu çalışmamız için komisyonlar çalışıyor, kitap başlıkları belirlendi.
